Gündelik siyasi gelişmelere, Akdeniz’deki haklarımıza, S/400’lere dair birçok gelişmeyi korkusuzca yazdık şimdi artık bunlardan kurtulup geleceğe odaklanmak lazım. Zira lafın tamamı ahmağa söylenir.

Anadolu’da faaliyet gösteren bağımsız bir gazeteci olarak amacımız cumhuriyetin 100. yılında tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu amaç doğrultusunda kim bir taş koyarsa Allah ondan razı olsun. Lakin bu kutlu amaç uğruna son 20 yılda başımıza gelmeyen de kalmadı. Zira tam bağımsız bir Türkiye istemiyorlar. Emin olun son 20 yılda başımıza gelenlerden birkaçı başka bir Avrupa ülkesinde yaşansa bugün bellerini doğrultamazlardı.

Hep birlikte yavaş yavaş kaynayan suyun içindeki kurbağa gibi yıllardır yerleşik geri kalmış ülke kültürü ve borç yumağıyla geldik buralara. Bugün geçmişin izlerini silemesek bile geleceği hep birlikte inşa edebiliriz. Geleceği inşa ederken de mutlaka geçmişten ders almak gerekir. Geçmişten ders alıp kararlı bir şekilde ilerlediğimiz sürece ne yaptırım ne de yeni parti dayatmaları kar etmez. Zira ne yaparlarsa yapsınlar bu iman ateşini söndüremezler. Unutulmamalıdır ki kadim Türk Milleti; “Gökte Allah yerde devlet ortak kabul etmez” inancındadır

Kıbrıs Barış Harekatı olmasaydı bugün Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki haklarımızdan söz edebilir miydik?

Edemezdik.

Bu bağlamda çıraklık, kalfalık, ustalık döneminde başımıza gelenleri yadsıyıp salt görünen kötü gelişmelerle uğraşırsanız görünmeyen iyi gelişmeleri, gelecek güzel günleri kaçırırsınız.

Bugün Akdeniz’de egemenlik sahamızda yaptığımız doğalgaz, petrol aramaları ile herkesin uykusunu kaçırdığımız bir ortamda istedikleri tek şey ülkemizi yıpratmak ve masaya güçsüz oturtma isteğidir. Aslında emin olun adları gibi biliyorlar biz olmadan o gazın Avrupa’ya taşınamayacağını. Bu bağlamda her geçen gün çemberi daraltmak isteyecekler ve Balkanlardan tutun Kafkasya’ya kadar uzanacaklardır.

Dışarıda bunlar olurken içeride birileri Merkez Bankası başkanı görevden alındı diye feryat figan ediyor. Kripto paraların egemen olacağı yenidünya düzeninde merkez bankasının bağımsızlığı diye bir kavramdan öte merkez bankalarının seçilmişlerden bağımsızlığını tartışmak ve sorgulamak gerekir öncelikle.

Ben bu zor zamanda arada bir söylense ve birileri tarafından itiraza uğrasa da “Büyük Türkiye İttifakını” çok önemsiyorum. Avrupa’dan Amerika’ya kadar küresel dünya düzeninin tüm oyuncularının akın akın üstümüze geldikleri bir zamanda güçlü bir devlet için tüm unsurlarımızla birlikte tek vücut olmalıyız. Aksi halde daha da sertleşen ve kutuplaşan bir siyasi anlayışın egemen olacağını ve bunun bazılarının ekmeğine yağ süreceğini, ülkeyi sıkıntıya sokacağını söylemek hiç de yanlış olmaz. Biz sorumluluk sahibi yurttaş olarak uyarımızı yaptık, hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Son söz olarak Hz. Ali’nin dediği gibi; “Her şeyi affedin fakat vatanınıza ihanet edenleri asla affetmeyin.”

Kalın sağlıcakla…