Yenidoğan çetesi” ilgili soruşturma kapsamında Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan fezlekede, soruşturmanın başlamasına neden olan CİMER ihbarına yer verildi.

İhbarda Reyap Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Doktoru Fırat Sarı ve İlker Gönen’in, SSK’yı dolandırdıkları belirtildi. Sarı ve Gönen’in “bazı özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarını kiralayarak gece nöbetçi doktor bulundurmadıkları, insani ve tıbbi olmayan koşullar ve bunun gibi birçok sebepten bebeklerin insanlık dışı bir şekilde öldüğü” kaydedildi.

İhbarda şu ifadelere yer verildi: “Bu şahıslar birinci basamak olan hastayı epikrizlerde hep üçüncü basamak göstererek ve 112 Komuta Kontrol Merkezi’ne rüşvet vererek, bebek satın alarak kaç yıldır milyonlarca Türk lirası para kazandılar ve yüzlerce bebeğin ölümüne sebep oldular. Bu satılan bebekler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in yoğun bakımlarında kötü şartlar altında can verdi. Bebek ölümlerinin durması için bu kan emici vatan hainlerine dur denmeli. Dediğim hastaneler ani bir şekilde baskınla denetlenirse demek istediğimi çok iyi anlarsınız. Bu ölen bebekler sizin de bebeğiniz olabilir.”

Fezlekede Dr. Fırat Sarı ve Dr. İlker Gönen’in 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarıyla müşterek hareket ettikleri, 2 bin 400 suç içerikli olduğu değerlendirilen konuşma ve İl Sağlık Müdürlüğü görevlilerince yapılan denetimler sonucunda 41 şüphelinin suça karıştığının tespit edildiği kaydedildi.

ÇALIŞMA ŞEKLİ

Fezlekede, Sarı ile Gönen’in, İstanbul’daki birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla alıp kendisine bağlı sağlık çalışanlarını anlaştıkları hastanelerin yenidoğan birimlerine yerleştirdikleri aktarıldı. Zanlıların, bebek hastaların uzun sürelerde hastanede kalmasını sağladıkları belirtilen fezlekede, şüphelilerin bu şekilde SGK’dan yüksek miktarda ödeme alınmasına neden olarak kamu kurumunu zarar uğrattıkları, aynı zamanda bebeklerin ölümüne sebebiyet verdikleri belirtildi.

Fezlekede, örgütün sistemi saf dışı edecek şekilde, anlaşmalı oldukları hastanelerin gelirini artırmak amacıyla nasıl hareket ettiği de anlatıldı. Suç örgütü yöneticisi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, Renas Kılıç, Fehmi Alperen ve il dışında hastane sevk işlemlerini yapan örgüt üyesi Serdar Yüksel’in devlet ya da özel hastanelerden sevk olması gereken bebek hastaları öğrendikleri ifade edildi.

Fezlekeye göre bu kişiler, örgüt elebaşı Sarı ya da yönetici Gönen’e haber vererek bebeğin hangi hastaneye sevk edileceği yönünde talimatı alıyordu. Ardından o hastaneye sevki yapabilmek için Acil Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Komisyonu (ASKOM) algoritmasına aykırı olacak şekilde hareket ediliyor ve bebeğin ailesi ikna edildikten sonra “tedavi ret” denilen işlem yapılıyordu. Daha sonra zanlı Özdemir, 112’den provizyon numarası almadan, sanki bu hasta başka bir hastaneye gitmemiş gibi anlaşmalı olunan hastanelerin birine acilden giriş yapılmasını sağlıyordu. Böylece maddi menfaat temin ediliyordu.

İLAÇ DA SATTILAR

Şüphelilerin, solunum tedavisinde kullanılan ilaçları, bebek hastalar üzerinden kullanılmış gösterip üçüncü kişilere satılmasını sağladıkları belirtilen fezlekede, kimi zaman da yabancı uyruklu bebek hasta yakınlarının mağduriyetinden ve düşkünlüğünden faydalanıp örgüt üyesi hemşireler aracılığıyla piyasa fiyatının üstünde tedavi masrafları alıp kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık yaptıkları kaydedildi.

Fezlekede, Fırat Sarı’nın her hastanede kendisine bağlı sağlık çalışanları ile sürekli iletişim halinde olduğu ve bu kişilere şirket hesabından ve şahsi banka hesabından düzenli ödemeler yaptığı aktarıldı.

SUÇ ÖRGÜTÜNÜN ŞEMASI ÇIKARTILDI

Fezlekedeki suç örgütü şemasında, örgüt elebaşı, yöneticileri ve üyelerinin isimlerine yer verildi.

- Elebaşı: Fırat Sıra

- Yöneticiler: İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir

- Örgüt üyeleri: Renas Kılıç, Serdar Yüksel, Fehmi Alperen, Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Enes Kaan Bölükbaşı, Hüseyin Günerhan, Sümeyye Nur Arslan, Cansu Akyıldırım ve Mehtap Sayar

Hastaneler ve buralarda çalışan şüpheli hemşireler:

- Bağcılar Medilife Hastanesi: Çağla Durmuş

- Beylikdüzü Medilife Hastanesi: Ceren Hatice Kırım

- TRG Hopitalist Hastanesi: Cansu Akyıldırım

Reyap Hastanesi: Mehtap Sayar ve Sümeyye Nur Arslan

- Esenler Güney Hastanesi: Hüseyin Günerhan

- Bağcılar Şafak Hastanesi: Mehmet Halis Başli

- Duygu Hastanesi: Deniz Korkmaz

- 11 hastanenin hasta takibini yapan hemşireler: Hakan Doğukan Taşçı ile Hasan Basri Gök

350 YATAK ÇETENİN ELİNDEYMİŞ

“Yenidoğan çetesi” hakkında düzenlenen iddianamede, şüphelilerin ifadelerine yer verildi. Elebaşı olduğu değerlendirilen Dr. Fırat Sarı, suçlamaları kabul etmezken şüpheli hemşire Hakan Doğukan Taşçı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtti. Kendisini usulsüz işlerin içine sokan kişinin Fırat Sarı olduğunu öne süren Taşçı, “Hastanede doktor bulundurması gerekirken doktor yerine beni bırakıyordu. İşler iyice çığırından çıktıktan, çocukların sağlığı tehlikeye girdikten sonra bu kişiyle sürekli tartıştım. Kendisi ile kavga ederek ayrıldım” savunmasını yaptı.

‘ŞİKAYET ETTİM’

Taşçı, şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir’i de CİMER’e şikayet ettiğini belirterek “Şikayet etme sebebim ‘bebek tüccarlığı’ yapmasından dolayı. Genelde hastanelerde başhekimlerle, müdürlerle anlaşarak dışarıdan yenidoğan bebeklerin yatışını yaptırıyor ve bundan kâr elde ediyor. Bu işlemlerde hastanenin yenidoğan bebekler için uygun olup olmadığına bakmadan sadece para kazanmak için bebeklerin canını tehlikeye atarak hastanelere sevkini yapıyor” dedi.

YOĞUN BAKIMLARI DOLDURMUŞLAR

Şüpheli hemşire Hasan Basri Gök de “Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir’den irtibatlı olduğu hastanelerden kendi kontrolündeki hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sağlıksız bebek bulmasını istiyordu. Yaklaşık 350 yatak kapasitesine sahip olan, Fırat Sarı’nın işletmeciliğini yaptığı yoğun bakımlar çoğunlukla fulldü” ifadelerini kullandı.

BEBEKLER ÖLÜRKEN KAHKAHA ATTILAR

“Yenidoğan çetesi” ile ilgili 1399 sayfalık iddianamede, şüphelilerin telefon konuşmalarını içeren tape kayıtları ve bunlarla ilgili değerlendirmeler de yer alıyor.

Hayatını kaybeden bir bebekle ilgili Hemşire Çağla Durmuş ve Dr. İlker Gönen’in konuşmaları şöyle:

Durmuş: Aileye de kötüleşti diye haber verdik şimdi şu adrenalin etkisi geçene kadar kapattım kuvözün entübe... Makinada birazdan ex kabul ederiz yani.

Gönen: Hahaha, neyse bir şey diyecektim de... Aspirasyondan mı öldü yani?

Durmuş: Yani, ya zaten rengi falan iyi değildi, onun öleceği belliydi ama şey yani aspire etmiş.

Gönen: Sabah gördük hayvan gibi ağlıyo, tamam rengi kötüydü ama.

(...)

Durmuş: Ben dosyada kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim.

Alay ettiler

Hastanede hayatını kaybeden bebekle ilgili üç şüphelinin konuşmaları ise şöyle:

Bahar Kanık: Halime’nin kalbi yokmuş, CPR yapalım mı?

Fırat Sarı: CPR bir iki tane dokunun, dönerse döndü. Dönerse biraz daha yaşasın ben gelinceye kadar.

Kanık: Valla siz gelinceye kadar... Kusura bakmayın.

Sarı: Ölmesin ha.

Kanık: Sarıkaya’nın da valla fişini çekecem gelmezseniz.

Sarı: Nasıl? Haha dedemin fişi.

Kanık: Haha çekicem fişi haha.

‘Ailesine ne diyeceğim?’

6 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iki şüphelinin konuşmasına şu şekilde yer verildi:

Tuğçe Toptemel: Besledikten sonra bebek kötüleşti. (...) Kusmaya başladı, acaba aspire mi etmiş olabilir, bir akciğerine falan baksa mıydınız hani aspire etmiş olabilir mi?

Manisa eğitime her zaman öncelik tanıyor Manisa eğitime her zaman öncelik tanıyor

Hakan Doğukan Taşçı: Yani aspire etmiş olabilir de bu çocuk büyük çocuk prematüre değil ki. (...) Bu çocuğa CPR bile yapılmaz, bu çocuk kim bilir ne zaman öldü, ya bir anomalisi yok, kalp anomalisi yok bir şeyi yok, genetik bir hastalığı yok, normal altı aylık çocuk, ben ailesine ne diyeceğim?

KAYNAK: www.milliyet.com.tr