TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis'te, parlamento muhabirleri ve basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. Kurtulmuş, iftarın ardından yaptığı konuşmada, ramazanın hayırlar getirmesini dileyerek, her bakımdan bir yenilik olan ramazandan en güzel şekilde istifade etmeyi, sağlık ve afiyet içerisinde Ramazan Bayramı’na ulaşmayı temenni etti. Kurtulmuş, "Ramazan ayı aynı zamanda yardımlaşma, dayanışma, insani değerlerin en üst seviyede yeniden yaşandığı bir iklimi oluşturuyor. Bu anlamda hem toplumsal dayanışmanın hem yardımlaşmanın hem başkalarıyla paylaşmanın güzel örneklerini yaşadığımız unutulmaz bir ramazan ayını geçirmemizi de temenni ediyorum" diye konuştu.
İSTİKLAL MARŞI’MIZIN KIYAMETE KADAR MİLLETİMİZE REHBERLİK ETMESİNİ TEMENNİ EDİYORUM
Kurtulmuş, 12 Mart'ın, İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabulünün 103'üncü yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
"İstiklal Marşımız, en zor şartlarda büyük bir kurtuluş mücadelesi veren, birbirine sıkı sıkıya sarılarak milli hedefleri ve milli istikametleri doğrultusunda yedi düvele karşı savaşarak 'Ya Allah' diyerek, ayağa kalkan, bağımsızlığını, istiklalini ve istikbalini kazanan milletimizin ruh halinin, milli hassasiyetlerimizin, özgürlük anlayışımızın, milli egemenliğe sahip çıkma irademizin somutlaşmış, metne dökülmüş bir ifadesidir. İstiklal Marşı'mızın her bir kelimesinin, her bir mısrasının arkasında asırlardır birikmiş olan büyük bir milli birikimin olduğunu da biliyoruz. Mehmet Akif'in, 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazmak nasip etmesin' duasını tekrar ediyoruz. Mehmet Akif merhumun ruhunda, onun dizelerinde ete kemiğe bürünmüş ve milletimizin ortak milli hafızasına nakşedilmiş olan cesareti, kararlılığı, özgürlüğü, dayanışmayı, milli hassasiyetleri bünyesinde barındıran İstiklal Marşı'mızın kıyamete kadar aziz milletimize rehberlik etmesini temenni ediyorum."
GAZZE İNSANLIĞIN BİTTİĞİ BİR DRAMI YAŞAMAKTADIR
Kurtulmuş, iftar saatinde rahat ve güvende olmayan milyonlarca Müslümanın olduğunu da hatırlamak gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kısmının zaten sofralarında iftarlarını açabilecekleri doğru dürüst yarım dilim ekmekleri, bir bardak temiz suları olmayan dünyanın birçok yerinde milyonlarca Müslüman olduğunu biliyoruz. Aynı şekilde başta Gazze olmak üzere yine dünyanın birçok yerinde, bu iftar saatine yaklaşırken Allahuekber nidasını beklerken sofrasına koyacak bir lokması olmadığı gibi, yemeğini tamamlayacak bir emniyetin de olmadığı nice Müslümanlar vardır. Burada biz konuşurken biraz sonra haberlerde duyacağız; maalesef lokmalar ve sözler boğazımızda düğümleniyor, belki bu akşam iftar saatinde yine onlarca Filistinli masum, sivil, kadın, çocuk, bebek İsrail'in uçakları, bombalarıyla hayattan koparılmış olacak. Gazze, insanlığın bittiği bir dramı yaşamaktadır. Gazze, beş ayı aşkın bir süredir bütün insanlığın seyrederek müdahale etmekte aciz kaldığı bir büyük katliama şahit olmaktadır. Ölenlerin yüzde 75'inin çocuk, kadın ve ihtiyarlar olduğunu bütün dünya biliyor. Buna rağmen bir yalanın peşine takılarak dünyada hakkı hukuku ortadan kaldıran her türlü adımı atan İsrail'in gasp, saldırgan hükümetine karşı dünya hiçbir şey yapamıyor."
NETANYAHU VE ÇETESİ SAVAŞ SUÇLARI MAHKEMESİNDE HESAP VERECEK
"Filistinli masumların şehadeti dünyayı arş-ı alayı tutuyor" diyen Kurtulmuş, Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davayla birlikte Filistin davasında da yeni bir sürecin başladığını ifade ederek, şöyle dedi:
"Ben bir kere daha buradan, Ankara'dan, Türkiye'mizin başkentinden birinci apartheid rejimini yıkan Güney Afrika halkına ve Güney Afrika'nın hükümetine ikinci apartheid rejimini yıkmak üzere başlattıkları Uluslararası Adalet Divanı’ndaki bu başlangıç, bu mahkeme için şükranlarımızı ifade ediyorum. Dünyada insafın, vicdanın ve insanlığın ölüp ölmediğinin tartışıldığı bir yerde 'İnsanlık ölmemiştir' çıkışı Güney Afrika hükümeti tarafından uluslararası hukuk mecrasına taşınmıştır. Ümit ediyoruz ki bunun arkasından da yeni dönemin gerekli adımları atılacak ve en sonunda bu büyük katliamların faili olan, soykırıma varan bu büyük insanlık suçlarını her gün bilerek, isteyerek, inatla ve ısrarla işlemeye devam eden Netanyahu hükümeti, Netanyahu ve çetesi sonunda Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde hesap vereceklerdir. Bu çerçevede bu süreç içerisinde ilk günden bugüne kadar ve bundan sonra belki on yıllar boyunca sürecek bu Filistin davası içerisinde sadece Netanyahu ve hükümeti değil bütün insanlık bir hesaba çekilmektedir, bütün insanlık bir sınav verilmektedir. Ne yazık ki başından itibaren İsrail'in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler hiç şüphesiz İsrail Hükümetinin işlediği bu suçların birebir ortağı, birebir bu katliamın paydaşlarıdır."
FİLİSTİN HALKINA BÜYÜK BİR ZULÜM İŞLENMEYE DEVAM EDİYOR
Kurtulmuş, insanlık, her ateşkes çağrısı yaptığında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde veto hakkını kullananlar, aslında kendi insanlıklarını veto ettiklerine işaret ederek, "Kendi insanlıklarının aleyhine bir karar aldılar. Şimdi, bundan sonra hiç kimsenin geldiğimiz bu noktada atılacak ateşkesin sağlanması yönündeki bir adıma engel olmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Biz, Gazze ile meşgul olurken şu anda Filistin topraklarının tamamında Filistin halkına karşı büyük bir zulüm işlenmeye devam ediyor. İslam'ın üç büyük kutsal mekanından birisi olan Mescid-i Aksa'ya bu ramazan ayında da insanların rahatça girmesi engelleniyor. Bütün bunların ortadan kaldırılabilmesi için kararlı ve şuurlu bir şekilde hareket etmemiz lazım. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük bir etkinlikle bu meselenin adalet temelinde çözülebilmesi için gayretlerimizi sürdüreceğiz. Ama her şeyden önemlisi içeride birliğimizi ve beraberliğimizi koruyarak, dirlik ve birlik içerisinde ortak milli hassasiyetlerimizi özenle koruyarak hep birlikte daha ileriye doğru gideceğiz" ifadesine yer verdi.