Anayasamızın ikinci maddesinde, Cumhuriyetin nitelikleri sayılır. Bu madde de Cumhuriyetimizin HUKUK Devleti olduğu yazılıdır.
HUKUK kavramı, 1961 İhtilalinden sonra Anayasamıza sokulmuş ve insan ve toplum mantığına göre tanımlanmış bir kavramdır. Hukuk, toplum ve insan fıtratına, menfaatine, zamanına göre değişiklik gösterir.
ADALET, ise etik, akılcılık, hukuk, din, vicdan, eşitlik ve hakkaniyeti de içeren birçok alana, farklı görüşlere dayanan bir kavramdır.
Yani, Hukuk kavramında Allah yoktur ama Adalet kavramında ALLAH vardır. Ve adaletin sahibi ALLAH’dır. Ve hatta, Cenab-ı Hak, peygamberlerini de adaleti hâkim kılmak üzere göndermiştir.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın, Mimar Atik Sinan ile mahkemesinde, Adalet ile karar veren Kadı Hızır beyin Fatih’e ceza vermesi sonrasındaki konuşmayı Evliya Çelebi yazar. Fatih kendisine verilen ceza sonrası Kadı’ya “Eğer sen Allah`ın hükmünü uygulamayıp, elimi kesmeye beni mahkum etmeseydin örsüm ile başını paramparça ederdim” der. Kadı Hızır Efendi ise Fatih’e “"Sen de benim hükmümü kabul etmeseydin, ben de kılıcımla seni delik deşik ederdim" demiş. İşte ADALET BUDUR.
Onun için diyoruz ; bize Hukuk değil Adalet gereklidir diye.
Peki, Adalet ve Hukuk arasındaki farkın Enerji ile ne alakası var diye soracaksınız. Anlatayım;
Yaklaşık 3 aydır hem görsel hem de yazılı ve sosyal medyada Elektrik enerjisinde kurulan soygun düzeni ile, bu fakir fukara halkın her sene nasıl 3,5 milyar dolar soyulduğunu anlatıyoruz.
Ve bu soyguncu Haramiler, pahalı enerji fiyatlarına mahkum edilen 85 milyonu insanı galeyane getirerek Cumhurbaşkanımızı devirmeye yönelik bir tezgahı hazırladılar ve devam ediyorlar diyoruz. Böylece, Haramiler zenginleşirlerken aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızdan kurtulacaklarını hesap ediyorlar.
Yani Devletimizi, dış mihrakların eline teslim edip, kendileri zenginleşirken milletimizin iliğine kemiğine kadar soyulmasını düşlüyorlar. Onun için, enerjideki pahalı fiyatların asıl hedefi Sayın Cumhurbaşkanımız ve Devletimizdir diyoruz. Onun için, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonraki en ağır saldırıdır ve hatta en az 15 Temmuz kadar önemlidir diyoruz.
Kimdir bu Haramiler. Söyleyeyim. Bunların içinde, eski Cumhurbaşkanı çocukları, eski bakanlar, siyasetçiler, grup başkan vekilleri, kurul üyeleri ve çalışanları, iş insanları ve bürokratlar var. Ve aslında bunların kimler olduklarını enerji piyasasındaki herkes biliyor. Bir tek millet olarak biz bilmiyorduk ve şimdi öğrendik.
Bu Haramiler, bu soygun düzeninin kurulmasına Gazi Büyük Millet Meclisini de alet ettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Bütün yapılan iş ve işlemlerin hepsi HUKUK içinde Gazi Meclis’ten geçerek, Kanun, Yönetmelik ve Tebliğ ile HUKUKA uygun olarak yapılıyor.
Yani bu milleti hukuk içinde ve hukuka uygun olarak soyuyorlar. Ama, yaptıkları bu soygun Adalete uygun mudur? Asla Adalete uygun değildir. Adalet olsa, Adalete uygun Kanunlar olsa bu soygunu yapamayacaklar.
Onun için diyoruz ; bize Hukuk değil Adalet gereklidir diye. İnşallah, Milletimizin de gayreti ve desteğiyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, Adalet Devleti olacağımız yeni bir Anayasayı yapacağız.
Adalet için, enerjideki bu Harami düzenin önüne geçmek başta Sayın Cumhurbaşkanımızın boynuna vebaldir. Adalet için.
Kalın Sağlıcakla...