Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congressium'da Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günleri'nde konuştu. Erdoğan, Akif'in ideallerini kendi ideali, kavgasını kendi kavgası olarak gören, Asım'ın nesli olduğuna yürekten inandığını ifade ederek, "Tüm genç kardeşlerime, tüm genç yüreklere, buradan selamlarımı gönderiyorum. AK Parti Genel Merkez Gençlik Kollarımıza, Eyüp Kadir başkan ve ekibine, bu salona teşrif eden siz genç kardeşlerime programımıza destek veren yazarlarımıza, şairlerimize, edebiyatçılarımıza teşekkür ediyorum. Bugün gerçekten çok önemli bir anma programı vesilesiyle bir aradayız. Ülkemizin bekası, milletimizin istikbali uğrunda can veren kahraman şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Çanakkale'den İstiklal Harbine, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan 15 Temmuz'a, terörle mücadeleden yurt dışı operasyonlarımıza kadar zalime ve haine karşı yürütülen hak mücadelesinde adlarını tarihe şanla yazdıran tüm kahramanlarımızı şükranla yad ediyorum" dedi.

'ATATÜRK'ÜN PARTİSİYİZ' DİYEN CHP, BÖLÜCÜLERİN YANINDA YER ALIYOR'

Erdoğan, demokrasinin imkanlarını kullanarak devlete, millete ve milli iradeye pusu kurulmasına asla müsaade etmeyeceklerini belirterek, "Milletvekili dokunulmazlığı zırhına bürünerek teröre destek verenlerle mücadelemizi siyaset ve hukuk zemininde sürdürmekte kararlıyız. Katranı kaynatmakla nasıl şeker olmazsa Kandil güdümlü kuklalardan da asgari düzeyde de olsa insani bir duruş beklenemez. Burada asıl sorgulanması gereken CHP'nin halidir. Sevgili gençler elinizi vicdanınıza koyun ve şu tabloyu lütfen objektif olarak değerlendirin. Milletçe hepimizin yüreği yanıyor. Siyasi partiler görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp ortaklaşıyor ama 'Atatürk'ün partisiyiz' diyen CHP gidiyor utanmadan, sıkılmadan bölücü örgütün uzantıları yanında konumlanıyor. İçine düştükleri sefalet karşısında çıkıp milletten özür dilemek yerine bir de sağa- sola saldırarak suçlarını bastırmaya çalışıyor. Bunun adı yüzsüzlüktür, utanmazlıktır, gaflet çukurunda debelenmektir. Terörü adıyla ve sanıyla kınayamamanın adı hassasiyet değil korkaklıktır. Daha düne kadar ağızlarını doldura doldura Hamas'a 'terör örgütü' iftirası atanların bugün bölücü terör örgütü PKK'nın adını zikretmemek için 40 dereden su getirmeleri sadece korkaklığın, sadece teslimiyetin değil, kurnazlığında daniskasıdır, riyakarlığın daniskasıdır" dedi.

'TERÖRİSTLE AYNI DİLİ KONUŞAN TERÖRİST GİBİ MUAMELE GÖRMEKTEN KAÇAMAZ'

Erdoğan, yaşanılan her hadisenin 'önce milletim ve memleketim' diyenlerle 'önce çıkarım ve ideolojim' diyenler arasındaki farkı biraz daha netleştirdiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Bu dönemlerde Türkiye ortak paydasında buluşmaya daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Önceki gece Meclisimizdeki 4 siyasi parti grubunun bir araya gelerek PKK'yı lanetleyen ortak bildiriye imza atmasını çok önemsiyoruz. Siyaset kurumunu, milli meseleler ve acılar karşısında kendisinden beklenen olgun tavrı açıkça göstermiştir. Siyasi rekabetin yeri geldiğinde birleşmeye engel teşkil etmediği böylece bir kez daha ortaya çıkmıştır. Buradan ortak hareket etmek suretiyle bu zor günlerde milletimize umut aşılayan, 85 milyonun yıkılmaz bir kale olduğunu tüm dünyaya gösteren siyasi partiler ve milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum. 4'lü bildiriye desteğini açıklayan siyasi aktörlere de teşekkür ediyorum. Milletin temsilcisi olmak yerine bölücü örgütün siyasi uzantısı gibi davrananları zaten muhatap almıyoruz. Bunlar bizim gözümüzde kendi özgür iradeleri olmayan siyasi kuklalardır. Kimi Kandil'den, kimi Silivri'den, kimi yer altından, kimi yurt dışından uzaktan kumandayla yönetilen bu şahısların irapta mahalli yoktur. Tabii bunların terörü öven, şiddeti meşrulaştıran beyanatlarını da göz ardı edemeyiz. Şunu çok açık ve net ifade etmek isterim; teröristle aynı dili konuşan terörist gibi muamele görmekten kaçamaz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin’e yönelik devam eden saldırılarına tepki göstererek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dün Akif’in yaşayıp gördüklerine haykırdığı gibi biz de bugün Gazze başta olmak üzere katledilen, sömürülen, zulmedilen insanlar için Akif’in diliyle haykırmaya, haktan ve haklıdan yana olmaya devam edeceğiz. Zulmü alkışlamayacak, zalimi asla sevmeyeceğiz. Gelenin keyfi için şanlı geçmişimize dil uzatmayacağız. 3 buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmayacağız. ‘Adam aldırma da geç git’ diyenlerden değil gerektiğinde canımız pahasına hakkı tutup kaldıranlardan olacağız. Merhum Akif’in yaklaşık bir sene evvel yaptığı şu tespitlerin isabetini bugün çok daha iyi anlıyoruz; Türk için istiklalsiz hayat müstahildir yani imkansızdır. Tarihte gösteriyor Türk istiklalsiz yaşayamaz. Türk Milleti olarak esaret altında, yabancı bir gücün boyunduruğu altında yaşayamayacağımızı bin yıllık tarihimizde defalarca gösterdik. Bunu Çanakkale’yi geçilmez yaparak gösterdik. Bunu tüm imkansızlıklara rağmen İstiklal harbimizi zafere ulaştırarak gösterdik. Bunu hala bedelini ödediğimiz Kıbrıs Barış Harekatı ile gösterdik. Bunu 15 Temmuz gecesi çıplak ellerimizle tanklara, uçaklara ölüm kusan silahlara meydan okuyarak gösterdik. Bunu emperyalist güçlere tetikçilik yapan teröristlerle mücadelemizde binlerce canımızı feda ederek gösterdik."

'BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ HEDEF ALAN PROVAKASYONLAR YAŞANIYOR'

Erdoğan, konuşmasının devamında, "Bunu FETÖ’sünden PKK’sına, eli kanlı canilere karşı yürüttüğümüz çok yönlü mücadele ile gösterdik. Şundan herkes emin olsun; istiklalimize yönelik saldırılar devam ettikçe biz de istikbalimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Maddi ve manevi olarak bedel ödesek de öz yurdumuzda hür ve özgür bir şekilde yaşama irademizden kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. Son günlerde bu irademizin içeride ve dışarıda test edildiğini görüyoruz. Irak’ın kuzeyinde Mehmetçiğimize yönelik kalleş saldırıların gerisinde milletimizin istiklal aşkını sınama teşebbüsleri vardır. Dikkat ederseniz hepimizin yüreğini dağlayan saldırılardan sonra birlik ve beraberliğimizi hedef falan çeşitli provakasyonlar yaşanıyor. Toplumun farklı kesimlerini düşmanlaştıran 5’inci kol faaliyetlerini terör saldırılarının bir devamı olarak değerlendiriyoruz. İç kaleyi sarsmayı, bizi içerden zayıflatmayı amaçlayan bu sosyal terör eylemleri; bütün bunlar karşısında hep birlikte daha net bir duruş sergilemeliyiz. Öfkenin, insan aklının önüne geçtiği bu hassas dönemlerde bilhassa siz gençlerimizden daha soğukkanlı hareket etmenizi bekliyorum" dedi.

'SİZİ KARDEŞLERİNİZE KARŞI KIŞKIRTANLARA DİKKATLİ OLUN'

Erdoğan, birlik ve beraberlik vurgusu yaparak, "Gençler şunu lütfen unutmayın; Türkiye bizim ortak vatanımızdır. Ortak çatımız, ortak yuvamızdır. Gençler; bu topraklar üzerinde bin yıldır yan yana yaşayan, kanı kanına karışmış insanlar olarak hepimiz biriz, beraberiz, kardeşiz. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Arabıyla, Sünnisi ve Alevisi ile 85 milyon olarak hepimiz aynı kilimin desenleriyiz. Tüm genç kardeşlerime sesleniyorum; acımız ve öfkemiz ne kadar büyük olursa olsun bu çizginin kaybolmasına ama asla müsaade etmeyin. Sizi kardeşlerinize karşı kışkırtanlara karşı dikkatli olun. Bu alçakların kendi zehirlerini size de enjekte etmesine asla izin vermeyin. 1 milyonu aşan üye sayısıyla Türkiye’nin en büyük gençlik hareketi olan AK Gençliğin bu konuda tüm gençlere örnek olacağına inanıyorum. Sizlerden kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılmanızı bekliyorum" dedi.

'SAÇMASAPAN ARGÜMANLARLA MİLLETİN AKLIYLA ALAY ETMEKTEN VAZGEÇİN'

"Buradan bu mürailere sesleniyorum" diyen Erdoğan, "Madem teröre şaşı bakıyorsunuz en azından biraz dürüst olun. Madem terör örgütlerine gıkınızı çıkartamıyorsunuz bari biraz hasbi olun. Saçma sapan argümanlarla milletin aklıyla alay etmekten vazgeçin. Cumartesi günkü skandal sizin bölücülerle ne ilk ne son dayanışmanızdır. Biz sizin kapkara sicilinizi televizyon ekranlarında PYD’nin avukatlığını yaptığınız günlerden çok iyi biliyoruz. Biz sizin sözde terör hassasiyetinizi Irak-Suriye teskerisine bölücü örgütün uzantılarıyla birlikte verdiğiniz ret oylarından çok iyi biliyoruz. Biz sizin terör konusundaki ilkesizliğinizi 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde Kandil’den gelen destek açıklamalarından çok iyi biliyoruz. Meydan meydan ‘Seloya özgürlük’ çağrıları yapan siz değil miydiniz? Miting alanlarını PKK’nın sembolleri ile selamlayan siz değil miydiniz? Bölücü örgütün kurulduğu köyü seçim öncesinde ziyaretgaha çeviren siz değil miydiniz? Silivri‘deki teröristin kapısında milletvekillerine sırayla nöbet tutturan siz değil miydiniz? Kurultay kürsüsünden hapisteki demokrasi düşmanlarına selam yollayan siz değil miydiniz? Bunların hepsini kat ve kat fazlasıyla yaptınız ve ne olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Siyasi çıkarınız ve istikbaliniz için bölücü terör meşruiyet kazanmasına rıza gösterdiniz" dedi.