Siyaset

Erdoğan: Avrupa'daki ırkçı örgütlere ilişkin endişelerimiz artıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Steinmeier, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde baş başa yaptıkları görüşme ve heyetlerin bir araya gelmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, "Beşeri bağlarla bugüne kadar hep güçlenen Türk-Alman dostluğunun kuvvetlenerek gelişmeye devam edeceğine inanıyorum. Kıymetli dostum Steinmeier'in de ilişkilerimizi ilerletme konusunda bizimle hem fikir olduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle Almanya’ya ve Alman halkına 6 Şubat depremlerinde milletimizle sergiledikleri dayanışma için tekrar teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanının Gaziantep’e giderek Almanya’nın katkısıyla inşa edilen ilkokulumuzu ve Nurdağı Konteyner Kentimizi ziyareti bizleri ayrıca mütehassıs etmiştir. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu ilişkileri ikili olarak ele alma fırsatını bulduk. NATO müttefikimiz Almanya ile güvenlikten ekonomiye, kültürden bilime her alanda yoğun ilişkilere sahibiz. 50 milyar doları bulan ikili ticaret hacmimizi dengeli bir şekilde 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz. Karşılıklı yatırımların artırılmasına bu bakımdan özel önem veriyorum. Savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de ikili ilişkilerimize ve müttefiklik ruhuna uygun şekilde ilerletmek arzusundayız. Savunma sanayinde karşılaştığımız kısıtlamaları artık gündemimizden tamamen çıkartalım istiyorum. Türkiye ve Almanya’nın bilhassa savunma alanında engelleri değil bundan sonra ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz" diye konuştu.

KÖPRÜ VAZİFESİ GÖREN VATANDAŞLARIMIZLA GURUR DUYUYORUZ

Turizm alanındaki iş birliklerinin de her geçen gün geliştiğine dikkat çeken Erdoğan, "2023’te Almanya’dan 6 milyonu aşkın turisti ülkemizde ağırladık. Bu rakamı daha da yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum. Almanya ile ikili ilişkilerimizin en müstesna ortak paydası ve taşıyıcı sütunu güçlü beşeri bağlarımızdır. Bundan 63 yıl önce Sirkeci garından uğurladığımız insanlarımızın sayısı 3,5 milyona ulaştı. 63 yıllık süre zarfında Türk toplumu gurbetçilikten çıkarak Almanya’nın sosyal, ekonomik, kültürel ve akademik hayatında kritik rolleri üstlenmeye başladı. Sayın Cumhurbaşkanının heyetinde yer alan değerli temsilciler bunun örneğidir. Vatandaşlarımızın kültürden sanata, siyasetten bilim ve ticarete kadar her alanda önemli başarılarına şahit oluyoruz. Alışılagelmiş kalıpları yıkan, ön yargıları kıran, önlerine çıkan engelleri tek tek aşarak Türkiye-Almanya arasında beşeri bir köprü vazifesi gören tüm vatandaşlarımızla gurur duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

YÜKSELEN IRKÇI ÖRGÜTLERE İLİŞKİN ENDİŞELERİMİZ ARTIYOR

Erdoğan, görüşmelerde Almanya’daki Türk toplumunu ilgilendiren konuları da ele aldıklarını belirterek, "Türk toplumunun eşit katılım temelli entegrasyonuna önem veriyor, teşvik ediyoruz. Çifte vatandaşlığı mümkün kılan yeni Alman vatandaşlık yasasını bu bağlamda atılmış kıymetli bir adım görüyoruz. Ancak Avrupa ile birlikte Almanya’da yükselen yabancı karşıtı, İslam düşmanı, aşırı sağcı ve ırkçı örgütlere ilişkin endişelerimiz giderek artıyor. Solingen faciasından 31 yıl sonra benzer bir saldırıda maalesef 2’si çocuk 4 kardeşimizi kurban verdik. 25 Mart tarihinde yaşanan menfur hadisenin tamamen aydınlatılması ve sorumlularının cezalandırılması noktasında beklentilerimizi paylaştım. PKK, FETÖ başta olmak üzere insanlarımızın huzurunu kaçıran ve temsilciliklerimize saldıran terör örgütleri ile mücadeleye de değindik. Müttefiklik hukukumuza zarar veren bu örgütlerle mücadelede daha etkin iş birliğine ihtiyacımız bulunuyor. Terörle mücadele hususunda Alman makamlarından daha fazla destek ve dayanışma beklediğimizi ifade ettim. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri de gündemimizde yer aldı. Gümrük Birliği ve vize serbestisi başta olmak üzere atılması gereken adımları ele aldık" dedi.

NETANYAHU BÖLGEMİZİN GÜVENLĞİNİ TEHLİKEYE ATIYOR

Erdoğan, bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarına dikkat çekerek, "’Bu vesileyle Gazze’de 200 gündür yaşanan benzeri görülmemiş zulmün son bulması çağrımızı tekrarladım. Netanyahu sırf siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşları dahil tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor. İsrail yönetiminin Gazze’de işledikleri insanlık suçlarını ve katliamlarını gündemden düşürme çabalarına prim verilmemesi gerekiyor. İsrail’in saldırıları devam ettiği müddetçe hem bölgesel hem de küresel barışa yönelik tehditlerin arttığının herkes bilincindedir. İran ile İsrail arasında geçtiğimiz hafta tırmanan gerilim bunun en son ve en çarpıcı örneğidir. Masumların ölüm, açlık ve sefalete mahkum edilmesinin ıstırabının nesiller geçse de unutulmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak bu konuda ilk günden itibaren kararlı, vicdanlı ve cesur bir duruş sergiledik. İnşallah bundan sonra da ateşkesin sağlanması, kesintisiz ve yeterli insani yardımın Filistin halkına ulaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz"’ diye konuştu.

İSRAİL İLE YOĞUN TİCARİ İLİŞKİLERİ ARTIK AYAKTA TUTMUYORUZ

Erdoğan, İsrail ile ticari ilişkilere yönelik soru üzerine, "Yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz. O iş bitti. Bunu da kısa süre önce Dışişleri Bakanım açıkladı. Fakat şunu bilmenizi istiyorum. Şu anda İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılardaki ölüm sayısı ne yazık ki 45 bini buldu. Bu rakamı bir kenara koymamız söz konusu olamaz. Yaralılar 75 bini buldu. Ve bu yaralılar içerisinde durumu ağır olanların bir kısmını biz ülkemize aldık, burada tedavileri devam ediyor. Ve tabii çocuk, yaşlı, kadın büyük bir burada maalesef ağır manzara var. Bu manzarayı Alman dostlarımızın görmesi lazım. Bu kadar Gazze-Filistin tamamıyla yerle yeksan olmuş, böyle bir durumda kaldı ki İsrail ile Gazze’nin silah, araç, gereç bunlar zaten mukayese edilmez. Bunları görerek değerlendirmeyi yapmak lazım. Ve bütün bunların yanında tüm Batı kimin yanında yer alıyor; İsrail’in yanında yer alıyor. İsrail’in acımasız bu saldırıları karşısında Gazze’nin böyle bir imkanı var mı; yok. İmkansızlıklar içerisinde bütün bunlara rağmen biz şu anda rehinelerin takası noktasında bir gayret ve mücadelenin içerisindeyiz. Temenni ederiz ki bu takasta başarılı oluruz'' dedi.

Bu arada Steinmeier'ın Alman Büyükelçiliğine ait yazlık Tarabya rezidansında döner keserek davetlilere ikram etmesine atıfta bulunulan bir soru üzerine Erdoğan, "Herhalde döner İstanbul'da bitirildi" ifadesini kullandı.

STEİNMEİER: TARİHİ BAĞLILIĞIMIZ SON DERECE GÜNCEL

Steinmeier ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’nin misafiri olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

"Hemşerilerinizin konukseverliğini son 3 günde gerçekten birebir yaşadım. Değerli dostum, İstanbul’a, Gaziantep’e ve Ankara’ya davetiniz için teşekkür ederim. Sizinle bugün yoğun görüşmelerimiz son derece yararlı oldu. İkimizde biliyoruz ki bu ilişkiler sadece devletle ve hükümetler arasındaki ilişkiler değildi. Özelikle insani ilişkiler bizim bağlarımızı özel kılıyor. Dünyadaki hiçbir ülke ile Almanya’nın bu kadar yoğun, dostane ve ailevi ilişkileri yoktur. Yaklaşık 3 milyon Türkiye kökenli insan, 4 kuşak önce iş gücü anlaşmasının 1961 yılında imzalanmasından sonra Almanya’da yaşıyor. Onların öyküleri bizim ülkemizi şekillendiriyor. Siyasi hayattan, ekonomi ve kültür hayatından bu kuşlakların temsilcileri bana ziyaretimde eşlik ediyor."

Steinmeier, Almanya’da Türk kökenli vatandaşlara yönelik ırkçı saldırılara ilişkin soru üzerine de, "Ben Sayın Cumhurbaşkanı ile bu konuyu konuştum, ele aldım. Ve 'sizin bahsettiğiniz olay beni de en az sizin kadar üzüyor’ dedim. Çünkü ben Solingen’deki saldırının 30’uncu yıl dönümü vesilesiyle bir konuşma yaptım. Çok duygusal bir anma etkinliğine katıldım. O zamanki kurbanların yakınları da katıldılar bu etkinliğe. Bu kadar etkili bir etkinlikten sonra aslında benzer bir olayın tekrarlanabileceğini düşünemezdik" ifadesini kullandı.