Barış Pınarı harekatı sonrasında ABD ve Rusya ile varılan mutabakat ilk başta olumlu sonuçlar vermeye başlasa da emperyalizm boş durmuyor. Baksanıza bir yandan eli kanlı terörist Mazlum Kobani’yi siyasal liderliğe taşırlarken diğer yandan kendi yarattıkları DEAŞ lideri Ebubekir El Bağdadi’yi ortadan kaldırdılar. Gördüğünüz üzere Barış Pınarı harekatından hemen sonra emperyalistler tek bir kurşun atmadan, cefa çekmeden yine istediklerini aldılar, seçim yatırımlarını yaptılar.
Bakmayın siz sosyal medyada atılan karşılıklı mesajlara, asıl oyun kapalı kapılar ardında oynanıyor. 40.000 tır ağır silah verilen terör örgütü silahlarıyla vaat edilen kendi güvenli bölgesine çekilirken Esat ile de masaya oturmanın hazırlığındalar.
Parçalanmış ve savaştan bunalmış bir Suriye’de şimdi zaman yeni anayasa ve federatif bölgeler zamanı ve göreceksiniz ki olan yine bize olacak. 4 milyon mülteci, yitip giden milyar dolarlar, onca kayıplar, yanı başımızda parçalanmış bir Suriye ve açılan eski defterler.
Son yaşananlar bize gösterdi ki dünya beşten büyük olsa da Türk’ün Türk’ten başka dostu yok ve devletlerarası ilişkilerde dostluklar değil, çıkarlar ve sırlar ön planda. Yeni bir dünya kurulsa da, kukla devletler ve rejimler olduğu sürece barıştan, mutlak doğrulardan söz etmek mümkün değil. Küresel güçler karşında tam bağımsız, kendi kendine yeten bir ekonominiz olmadığı sürece ayakta durmak çok zor ve hatalardan bir türlü ders almıyoruz.
Suriye konusunda bunlar olurken dünyanın dört bir yanında da huzursuzluklar hakim. Hong Kong’tan sonra, Şili, Azerbaycan, Lübnan, İspanya sokakları karışırken, Şili sokaklarından yükselen, yoksullara ekmek yoksa zenginlere de barış yok nidaları oldukça dikkat çekici. Sosyal gelir dağılımındaki adaletsizlikler, artan vergi yükleri, yolsuzluklar, yoksulluklar karşısında artık her bir ülke emperyalizm için yeni bir kaos ve oyun sahası.
Bu minvalde çok dikkatli olunması gereken bir döneme girdiğimizi düşünüyorum ki Kasım ayı tüm dünya için jeopolitik, ekonomik risklerin de artacağı bir dönemin başlangıcı olabilir. ABD’de köşeye sıkıştırılmaya çalışılan Trump ve arkasındakiler ile derin fikir ayrılıkları taşıyanların koltuk mücadelesi küresel terörü, ekonomik ve siyasi buhranları tetikleyebilir. Emperyalizm ve yenidünya düzeni için yeni bir düşman lazım ve bu kez o düşman önce kendilerini vurursa hiç şaşırmam.
Uluslararası danışmanlık şirketi McKinsey’in araştırmasına göre dünya genelindeki bankaların yarısından fazlası bir ekonomik krize karşı dayanıksız durumdalar. Büyüme tahminlerinin düşürüldüğü ve resesyon kaygılarının arttığı bir dönemde teğet geçen 2008 krizinden sonra yeni bir krize ne kadar hazırlıklıyız? Cevap hepinizi korkutuyor değil mi?
Öyleyse bu bağlamda bir an evvel siyasi tartışma ve kutuplaşmaları bir kenara bırakıp ekonomik reformları hayata geçirmeli ve Türkiye ittifakına yelken açmalıyız.
Kalın sağlıcakla…