Vicdanları kanatan, infiale neden olan iğrenç sinkaf olayında Meral Akşener sessizliğini korurken, Müsavat Dervişoğlu ve Koray Aydın, Lütfü Türkkan’a sahip çıkarak, olayı provokasyon saptırmasıyla karşılamaya çalıştı. Onlar Karşılamaya Çalıştılar çalışmasına ama bu sahte milliyetçileri de bu aziz millet görmüş oldu..
İşte olayın boyutunun, Lütfü Türkkan’ın yaptığı alçaklığın, küfürbazlığını aşan kısmı tam da burada başladı.
Öncelikle şunu belirtelim; bu olay, Lütfü’nün yaptığı alçaklığı, “Zaten kardeşi şehit değilmiş” diye manipüle etmeye çalışan sahte milliyetçilerin ayağına ileride daha çok dolanacak gibi duruyor. Çünkü teröristlerin mayınlarına basıp ölen bir kişinin şehitliğini sırf asker, polis değil diye sorgulayanlar, teröristlerin yerini askerlere gösteren, bu uğurda hayatını kaybeden kardeşimiz Eren Bülbül’ün de, kurban eti dağıtırken teröristlerin katlettiği evladımız Yasin Börü’nün de şehadetlerini kabul etmemiş oldular. Bu millet bu sakat bakış açısını, bu gayrı milli duruşu unutmaz. Zamanı gelince bu çakma milliyetçilerin suratına çarpar!
Şimdi gelelim Lütfü’nün küfürbazlığı sonrasında açılan İP’in kutusuna…
Kendini ülkücü olarak tanımlayan, bu maske üzerinden milliyetçi insanların oylarını almaya çalışan bir parti, bir şehit yakınına sinkaflı küfreden birini bünyesinde barındırır mı? Bırakın barındırmayı, onu korumaya, bu alçaklığını örtbas etmeye çalışır mı?
Milliyetçi damara hitap eden bir açıklama ile Lütfü’yü partiden ihraç etseler, bu olayı parti lehine çevirip, oy artışına bile götüremezler miydi? Bir milletvekili kaybetmemek için bu fırsat kaçırılır mı?
Milliyetçilik gerçek bir sıfat değil de kullanışlı bir maske ise, hele ki bu alçaklığı yapan kişi sıradan bir milletvekili değilse kaçırılır.
Peki kimdir bu Lütfü Türkkan?
Onu çakma milliyetçi İyi Parti için sıradan bir milletvekilinden daha önemli kılan ne?
Lütfü, Türkiye’nin zeytinyağı kralı. Eski Türkiye’nin elitist işadamı artıklarından…
Derinlemesine incelenirse çok daha fazlası var ama biz görünen üzerinden gidelim ve kendisine soralım;
Lütfü, sen 36 milyon dolar krediyi partine vermek için mi çektin? Üstelik geri ödemeyip devlet bankasını zarara soktun.
Bu nedenle mi senin yaptığın ayıba sessiz kalıyorlar? Bu nedenle mi şehide şehit diyememe pahasına sana sahip çıkıyorlar? Hatta bu nedenle mi konuyu gündemden düşürmek için yürüyüş yapıyorlar?
İyi Parti’nin finansörlerinden olduğun, parayı verip gayrı milli İP zırhını satın aldığın için mi oy kaybı pahasına sana ses edemiyorlar?
Parayla mı suspus ettin “sözde Asena” genel başkanını, iyi partinin iyi polisi Yavuz Ağıralioğlu’nu?
Bana sorarsanız, milliyetçilik para ile dizginlenebilecek bir sıfat değildir. Bu yüzden biliyoruz ki İyi Parti’nin milliyetçiliği gerçek milliyetçilik değildir.
Ama biz İYİ Parti ile ilgilenmiyoruz. “Malum zatı İYİ Parti'de görmek istemiyoruz” da demiyoruz. Kendi tercihleridir, isterlerse ortak aday yapsınlar. Bizim derdimiz başka; Biz bu zatı, milletin Gazi Meclisinde görmek istemiyoruz! Hepsi bu
Bugün ki yazımızı Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlunun güzel bir sözü ile bitirelim..
Firavuna karşı olmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir
Kalın sağlıcakla