Borsa İstanbul düzelmeden, İstanbul finans merkezi olamaz

Muhammed Tayyar Türkeş'in kaleminden, '' Borsa İstanbul düzelmeden, İstanbul finans merkezi olamaz''

Borsa İstanbul’da “Bitmeyen Operasyonlar” başlıklı yazımızdan sonra yine çok olumlu tepkiler aldım. 


Muhammed Tayyar Türkeş: Borsada Bitmeyen Operasyonlar



Nasıl almayalım ki? 

Enflasyon ve dolarizasyon baskısı altında birikimlerini borsada değerlendirmek isteyen küçük yatırımcının feryadı dinmek bilmiyor. 

Gün geçmiyor ki Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerle ilgili olarak Sermaye Piyasası Kurulu kararı uyarınca devreye alınan Volatilite Bazlı Tedbir Sistemi (VBTS) kapsamında açığa satışa ve kredili işlemlere konu edilemeyeceğine dair ve yatırımcı bazında tedbirler olmasın. 

Peki bu tedbirler işe yarıyor mu? 

Hayır. 

Hatta bazı spekülatörler ve işbirlikçileri VBTS kapsamına açığa satış, kredili işlem yasağı ve brüt takas gibi tedbirleri operasyonlarını daha rahat yapabilmek için kullanıyor. Bu arada olan yine küçük yatırımcıya oluyor. Borsayı kısa yoldan zengin olma hayalleri uğruna  kullanan küçük yatırımcı maalesef bu tedbirleri duyunca elindeki hisseyi el bombasından çabuk elden çıkarıyor. Dolayısıyla geç gelen VBTS tedbirleri ve ilgilisini zamanında cezalandırmak yerine geneli cezalandırmaya yönelik uygulamaların bir yararı da yok. Kaldı ki bu tedbirlerin son skandalda görüldüğü üzere Borsa İstanbul’da işlem gören tüm şirketlere eşit şekilde uygulanmadığını da gördük.  

Sermaye Piyasasası Kanunu, Yönetmelik ve Tebliğler ve özellikle Borsa İstanbul A.Ş.  Piyasalarında Gözetim Tedbirleri Yönergesi borsada işlem gören tüm şirket ve yatırımcılar için uygulanmayacaksa, kim sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işlediğini ve  yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunduğunu söyleyebilir. Bu durumda hangi nitelikli ya da yabancı kurumsal yatırımcı gelip BİST’te yatırım yapar? BİST’te diğer ülke borsalarından çok daha az yatırımcı olmasının ve dolarizasyonun en büyük nedeni de budur. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre 85 milyonluk ülkede yatırımcı sayısı 2.2 milyon civarında ise de maalesef koca ülke borsasını elde tutan sözüm ona yatırımcı sayısı iki elin parmaklarını geçmez.  Başta saatçi Nihat Özçelik olmak üzere son operasyonunda harakiri yapan Mehmet Akdere’ye kadar herkes biribirini tanıyor.

Başlıkta da belirttiğimiz üzere Borsa İstanbul düzelmeden, sağlıklı, adil, rekabetçi  bir işleyiş kazandırılmadan, teknik ve hukuki alt yapı sağlanmadan İstanbul Finans Merkezi olma yolunda büyük yara alır. Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığında bu konuda sektörün tüm aktörleriyle bir çalıştay yapılıp gerekli önlemlerin alınması zorunludur. Çok kısa bir süre sonra Milli Ekonomi Kanalı  (MEKTV) yayın hayatına başladığında zaten bu konular uzman konukların katılacağı programlarda ele alınıp kamuoyu tarafsız ve etkin bir şekilde  aydınlatılacak ve hiçbir şey eskisi gibi olmaycak ,gizli kalmayacaktır. 

Bu sütunlardan yazdığımız Borsada Halka Arz Oyunları, Borsa Kim Kime, Altın Madenlerini Varlık Fonu İşletmeli,Gübretaş’ta Suistimal, Gübretaş’ta Maklube Kokusu,Borsa’nın Ufak Tefek Taşları başlıklı yazılarımız hep bugünlere işaret etmiş ve yaklaşan tehlikeyi belgeleriyle ortaya koymuştu. 

Halka arz seferberliği adı altında dönen dolaplar, son çıkan halka arz modellerinde patron, spekülatör, manipülatör, borsa tefecileri ve bürokratik işbirlikçileri ile maalesef Borsa İstanbul’un yörüngesi kaymış durumda. Eşit dağılım dedikleri 300-500 lotlarla yapılan halka arzlar sonrası, içsel bilgilere erişim ve KAP haberlerinin hazırlanış ve duyurulmasına kadar organize bir yapıda kurulan sistemden herkes mutlu. 

Nasıl mutlu olmasın ki? 

5-10 Türk lira arası yapılan halka arzların çok kısa sürede 100 TL’leri aşan örneklerinin olduğu borsada ne deseniz boş. Bir tane yetkili de çıkıp demiyor ya da kurum araştırmıyor ki ya bu iş nasıl oluyor? Hiç 100 TL’lik şirketimi 6 ay önce 10 TL’ye halka arz etmişim hay aklıma tüküreyim diyen, danışmanlarını kovan, halka arzda değerleme yapan aracı kuruma kızan bir patron feryadı da yok. Ne güzel İstanbul herkes kazanıyor demek ki!

Öyle kirli bir sitem var ki bu sistemde bazı emeklilik şirketlerinin portföy yöneticileri, özel şirket ya da banka yatırım portföylerinin yöneticileri de komisyon karşlığı bir telefonla bu tür işlere alet olup, blok mal satın alıyor.Para kazanmak için her yol mübah. Bu emeklilik şirketleri ve yatırım portföylerinin Borsa İstanbul’da yatırım yaptığı bazı şirketlere bakın ne dediğimi gayet iyi anlayacaksınız.İstanbul’daki plazaların dili olsa da konuşsa. Siz gidi çantacılar sizi , sizi gidi yatırımcıların birikimlerini komisyon karşılığı kurda kuzuyu teslim eden utanmazlar sizi. Hepinizi birbir yakında deşifre edeceğiz. Anadolu’da güzel bir söz vardır; balık baştan kokarmış. Bu nedenle ilgili bakanlık ve hazine; güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir borsa için, emeklilik ve yatırım portföy şirketlerinin hesaplarını aylık olarak titiz bir şekilde denetlemeli, yatırım kriterlerini belirlemelidir. Aynı denetim yatırımcı bazında kayırmacı ve istisnai, yasal olmayan davranışlar sergileyen aracı kurum ve aracı kurum  portföylerine de getirilmelidir. Örneğin Gübretaş’ta Oğuzhan Şahinkaya’ya kredi açan aracı kurumlar zamanında diğer müşterilerine bu krediyi açmamıştı. 

Bu manada dün KAP’a düşen çok enteresen bir yatırım haberine şahit olduk. Ziraat Portföy A.Ş. 17.10.2022 tarihinde, 26,205 TL fiyat ortalamasından yaptığı alımlarla Escort Teknoloji Yatırım A.Ş. şirketinin %5.11’ine sahip olduğunu bildirdi. Hisseye baktığınızda %50’sinin halka açık ve defter değerinin 3,96 TL olduğunu, 49 milyon sermaye karşılık 2022 yılının ilk 6 ayında 3,7 milyon kar elde ettiğini, piyasa değerinin 1.2 milyar TL olduğunu ve hiç temettü dağıtmadığını, son 6 ayda 6 TL fiyattan 27 TL’ye soluksuz yükseldiğini göreceksiniz. Yıllarca yüzüne bakılmayan, temettü dağıtmayan bir şirket, onca değerli BİST hissesi varken defter değerinin kat ve kat üstünde bir fiyatla neden portföye alınır? Bu şirketin teknoloji şirketi, Finlandiya merkezli fonun %5 ortağı olması ya da  küçük oranlarda yazılım şirketlerine ortak olması da temel analizimizi etkilemez.  

Geçen yazımızda belirttiğimiz üzere bu şirketin %5.66’sı da matematik dehası, gübreden altın çıkar(a)n Oğuzhan Şahinkaya’ya ait. Habertürk yazarına verdiği röpörtajda temettü yatırımcısı olduğunu ve yatırım kararlarında matematik bilmini kullandığını söyleyen Gübretaş’ın Tarım Kredi Kooperatiflerinden sonra en büyük ortağı olan Oğuzhan Şahinkaya’ya soralım; sizi Gübretaş’tan sonra Ziraat Portföy ile bu şirkette bir araya getiren yine Ziraat Bankası Yönetim Kurulunda olan Faruk Çelik beyfendi mi? Hani siz temettü yatırımcısıydınız? Halka açık bir şirkete yatırım yapmak herkesin en doğal hakkı olmakla beraber bit pazarına nur mu yağdı ki temettü kavramı ile yakından uzaktan ilgisi olmayan Escort Bilgisayar, Penguen Gıda, Martı Gayrımenkulde ya çıkarsa diye altın pardon temettü mü arıyorsunuz yoksa matematik dehası olarak kendinizce riski mi dağıtıyorsunuz? SPK’nın usulsüzlükten ceza kestiği, spekülatörlerle kol kola giren, bedelli sermaye artış rekortmeni Orhan ve Turan Gençoğlu’nun şirketi penguen gıda mı temettü dağıtacakmış, gülerim. Hadi size Bursa’da kriptocuların cevabını bildiği bir soru daha soralım; firari FETÖ imamı Cansun Sarıyıldız ve işadamları ile beraber FETÖ toplantılarına katıldınız mı? 

811.000 Türk çiftçisi ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin gözbebeği Gübretaş’ın FETÖ darbe sonrası herkesin gözü önünde peşkeş çekilişi aydınlatılmadan, Fahrettin Poyraz, İbrahim Yumaklı, Mehmet Tunçak, Faruk Çelik, Enes Çelik, Hamdi Yazıcı (Faruk Çelik’in kasası) Osman Orhan, Ali Osman Güzeldağ, Levent Palancı, Burak Sözübir, Selahattin Külçü ve baş aktör Oğuzhan Şahinkaya ve Bursa’daki yancılarının, hissede işlem yapan tüm siyasetçi ve bürokratların 3.dereceye kadar yakınlarının ve aracı kurumların işlemleri incelenmeden kimse bana şeffaf borsadan söz etmesin. SPK, MİT, MASAK’ı bir kez daha göreve davet ediyoruz. Zira ak koyun kara koyun belli ola...

Kalın sağlıcakla...